Afrika. Insanligin
besigi. Turumuz Homo sapiens orada evrimlesti ve yaklasik yuzbin yil once
Afrika’dan diger kitalara goc ederek tum dunyayi kapladi. Ote yandan, son
yuzyila kadar Afrika hakkinda o kadar az bilgimiz vardi ki, Afrika “Karanlik
Kita” diye biliniyordu. Her ne kadar bilgimiz eskisine oranla cok daha
fazlaysa da, Afrika bir bakima hala “Karanlik Kita” cunku kitanin insanlarinin
buyuk bir kismi tam bir sefalet icinde yasiyor. Afrika kitasi, Avrasya,
Kuzey ve Guney Amerika’ya gore daha kirac topraklara sahip olma talihsizliginin
yani sira, kitaya yuzyillarca hakim olan somurge duzeni Afrika’nin cogunu
politik sinirlarin etnik sinirlarla cakistigi, zayif bir altyapi ve egitim
sistemine sahip ve son derece fakir bir halde birakti. Somurgeci devletlerin
geride biraktigi altyapinin cogu da, Afrikalilara fayda saglamak icin degil,
madenleri limanlara baglayan demiryollari gibi, Afrika’nin kaynaklarini
istismar etmek icin insa edilmisti. Son olarak da, dunyanin bircok diger
kesiminde oldugu gibi, antibiyotik ve bocek ilaclarinin ortaya cikisiyla
bircok hastaligin kontrol altina alinmasi, nufus planlamasiyla dengelenmedigi
icin halen devam eden ve Afrika’nin gelecegini tehdit eden buyuk bir nufus
patlamasina yol acti.
Cin haric
ucuncu dunya ulkelerinde aile basina dusen ortalama cocuk sayisi 3.8 iken,
Sahara’nin guneyindeki Afrika ulkelerinde bu sayi altidir. Bu bolgedeki
insan nufusunun, gunumuzde 624 milyondan, 2030 yilinda 1 milyarin uzerine
firlayacagi hesaplanmistir. Sadece bu rakamlar bile size bu kitaptaki bircok
guzel canlinin ve dogal ortamin olasi kaderi hakkinda iyi bir fikir verir.
Bu nufus patlamasinin Afrika’daki insan gruplarinin uzerinde
korkunc bir etkisi olmustur. Artan nufus yuzunden cok sayida insan onceden
yerlesilmemis bolgelere goc ederek cesitli mikroplar tasiyan hayvanlarla
ilk kez temasa gecmis ve bunun sonucunda bircok mikroorganizmalar kolayca
insanlara bulasarak AIDS ve Ebola gibi yeni hastaliklara ortaya cikmasina
neden olmustur. Orta ve Guney Afrika’da AIDS oyle yaygindir ki, sadece
bu hastaligin Afrikalilar uzerindeki korkunc etkisi bile Afrika’ya “Kara
Kita” isminin verilmesini hakli kilar.
Ama ayni zamanda
Afrika aydinlik bir kitadir. Zeki ve yetenekli bir insan cesitligiyle bagislanmis
olmasinin yani sira, harika bitki ve hayvanlara da ev sahipligi yapar.
Afrika’nin bozkirlarinda, bundan yaklasik 5 milyon yil once sempanzemsi
atalarimizin ilk ortaya ciktigi ve turumuz Homo sapiens’in evrimlestigi
tarih oncesi dogasini andiran manzaralar gormek mumkundur. Ama ne yazik
ki, Afrika’da insanligin sinirsiz artisi, ayni zamanda kitayi altinci soy
tuketim olayinin merkezlerinden biri yapmistir. Dunya tarihinde gerceklesmis
onceki 5 temel soy tuketim olayi, ani iklim degismesi, meteor carpmasi,
artan volkanik faaliyet gibi dogal sebepler sonucu dunyadaki turlerin bircogunun
ortadan kalkmasi sonucu gerceklesmistir. Ama gunumuzde, insanlarin hizla
cogalmalari ve dogal kaynaklari bilincsizce tuketmeleri yuzunden, gecmistekilerin
hepsinden daha siddetli olan altinci soy tuketim olayi gerceklesmektedir.
Halen Afrika duzluklerini kaplayan buyuk memeli suruleri ve onlarla beslenen
diger canlilar, hizla gereken onlemler alinmazsa kisa sure icinde yok olacaklardir.
Tarlalar ve sehirler giderek daha fazla alani kaplarken, Afrika’ya ozgun
bitki ve hayvanlarin yasama ortamlari giderek kuculmektedir. Av eti pesindeki
ac insanlar da bu hayvanlarin bircogunu yok etmektedir. Tum bunlarin ustune,
fildisi ve gergedan boynuzu avcilari, kitanin muhtesem fil ve gergedanlarini
yok olmanin esigine getirmislerdir.
Tabi Afrika
bu cevre felaketinde yanliz degildir. Afrika’nin dogasinin insanlar tarafindan
yok edilmesi, tum dunyayi sarmis doga katliaminin bir parcasidir. Bu kuresel
katliamin en onemli etkenleri, ormanlarin ve diger dogal ortamlarin ortadan
kaldirilmasi (ki buna yok edilmesi sellere ve erozyona yol acan, su havzalarinin
cevresindeki bitki ortusu de dahildir), karbon dioksit gibi sera gazlarinin
atmosfere salinmasi sonucu iklimin degismesi ve tum gezegenin sentetik
kimyasal maddelerle zehirlenmesidir ki bazi kimyasal maddeler cesitli hormonlarla
benzer yapilara sahip olduklarindan, bircok insanin ve diger canlinin dogal
gelisimini de engellemektedir.
Tabi Turk
halkinin tum bunlara sahit olmak icin Afrika’ya gitmesine gerek yoktur.
Cunku ayni olaylar Turkiye’de de gerceklesmektedir. Insanligin buyuk cogunlugu
gibi, Turk halki da, medeniyet, ozellikle de insanligin en onemli faaliyeti
olan besin kaynaklari yetistirmek icin essiz hizmetler saglayan dogal ekosistemleri
hizli bir sekilde yok etmektedir. Eger dogayi somurucu yasama stilimizi
hizla degistirmezsek, Afrika’nin cogunu pencesine almis olan hastalik,
perisanlik, politik karmasa ve erken yasta olum hepimizi beklemektedir.
Cagan H. Sekercioglu’na
destek olan Yapi Kredi Bankasi’nin ongorusu sayesinde, bu muhtesem kitap
size Afrika’da neleri kaybetmekde oldugumuzu gosterecekdir. Fakat bu kitabi
okurken unutmayin ki hepimizin kaderi, Afrika’da, Turkiye’de ve gezegenin
diger kesimlerindeki bitki ve hayvanlarin kaderiyle ic icedir. Eger cocuklarimizin
ve torunlarimizin hayati bizim icin en ufak bir onem tasiyorsa, insanligin
nufus artisini durdurmak ve dunya capinda dogaya zarar vermeyen bir refah
seviyesinde yasamaya elveren, daha dusuk bir insan nufusuna dogru azaltmayi
baslatmak icin elimizden gelen herseyi yapmaliyiz. Ziyankar tuketimin onune
gecmeliyiz. Dogaya zarar vermeyen teknolojileri ve enstituleri benimsemeliyiz.
En onemlisi, diger insanlara daha iyi davranmayi ogrenmeliyiz. Cunku sadece
beraber calisirsak parlak bir gelecek sansimiz olacaktir.