ONSOZ
PROFESOR PAUL R. EHRLICH

        Afrika. Insanligin besigi. Turumuz Homo sapiens orada evrimlesti ve yaklasik yuzbin yil once Afrika’dan diger kitalara goc ederek tum dunyayi kapladi. Ote yandan, son yuzyila kadar Afrika hakkinda o kadar az bilgimiz vardi ki, Afrika “Karanlik Kita” diye biliniyordu. Her ne kadar bilgimiz eskisine oranla cok daha fazlaysa da, Afrika bir bakima hala “Karanlik Kita” cunku kitanin insanlarinin buyuk bir kismi tam bir sefalet icinde yasiyor. Afrika kitasi, Avrasya, Kuzey ve Guney Amerika’ya gore daha kirac topraklara sahip olma talihsizliginin yani sira, kitaya yuzyillarca hakim olan somurge duzeni Afrika’nin cogunu politik sinirlarin etnik sinirlarla cakistigi, zayif bir altyapi ve egitim sistemine sahip ve son derece fakir bir halde birakti. Somurgeci devletlerin geride biraktigi altyapinin cogu da, Afrikalilara fayda saglamak icin degil, madenleri limanlara baglayan demiryollari gibi, Afrika’nin kaynaklarini istismar etmek icin insa edilmisti. Son olarak da, dunyanin bircok diger kesiminde oldugu gibi, antibiyotik ve bocek ilaclarinin ortaya cikisiyla bircok hastaligin kontrol altina alinmasi, nufus planlamasiyla dengelenmedigi icin halen devam eden ve Afrika’nin gelecegini tehdit eden buyuk bir nufus patlamasina yol acti.
        Cin haric ucuncu dunya ulkelerinde aile basina dusen ortalama cocuk sayisi 3.8 iken, Sahara’nin guneyindeki Afrika ulkelerinde bu sayi altidir. Bu bolgedeki insan nufusunun, gunumuzde 624 milyondan, 2030 yilinda 1 milyarin uzerine firlayacagi hesaplanmistir. Sadece bu rakamlar bile size bu kitaptaki bircok guzel canlinin ve dogal ortamin olasi kaderi hakkinda iyi bir fikir verir.
Bu nufus patlamasinin Afrika’daki insan gruplarinin uzerinde korkunc bir etkisi olmustur. Artan nufus yuzunden cok sayida insan onceden yerlesilmemis bolgelere goc ederek cesitli mikroplar tasiyan hayvanlarla ilk kez temasa gecmis ve bunun sonucunda bircok mikroorganizmalar kolayca insanlara bulasarak AIDS ve Ebola gibi yeni hastaliklara ortaya cikmasina neden olmustur. Orta ve Guney Afrika’da AIDS oyle yaygindir ki, sadece bu hastaligin Afrikalilar uzerindeki korkunc etkisi bile Afrika’ya “Kara Kita” isminin verilmesini hakli kilar.
        Ama ayni zamanda Afrika aydinlik bir kitadir. Zeki ve yetenekli bir insan cesitligiyle bagislanmis olmasinin yani sira, harika bitki ve hayvanlara da ev sahipligi yapar. Afrika’nin bozkirlarinda, bundan yaklasik 5 milyon yil once sempanzemsi atalarimizin ilk ortaya ciktigi ve turumuz Homo sapiens’in evrimlestigi tarih oncesi dogasini andiran manzaralar gormek mumkundur. Ama ne yazik ki, Afrika’da insanligin sinirsiz artisi, ayni zamanda kitayi altinci soy tuketim olayinin merkezlerinden biri yapmistir. Dunya tarihinde gerceklesmis onceki 5 temel soy tuketim olayi, ani iklim degismesi, meteor carpmasi, artan volkanik faaliyet gibi dogal sebepler sonucu dunyadaki turlerin bircogunun ortadan kalkmasi sonucu gerceklesmistir. Ama gunumuzde, insanlarin hizla cogalmalari ve dogal kaynaklari bilincsizce tuketmeleri yuzunden, gecmistekilerin hepsinden daha siddetli olan altinci soy tuketim olayi gerceklesmektedir. Halen Afrika duzluklerini kaplayan buyuk memeli suruleri ve onlarla beslenen diger canlilar, hizla gereken onlemler alinmazsa kisa sure icinde yok olacaklardir. Tarlalar ve sehirler giderek daha fazla alani kaplarken, Afrika’ya ozgun bitki ve hayvanlarin yasama ortamlari giderek kuculmektedir. Av eti pesindeki ac insanlar da bu hayvanlarin bircogunu yok etmektedir. Tum bunlarin ustune, fildisi ve gergedan boynuzu avcilari, kitanin muhtesem fil ve gergedanlarini yok olmanin esigine getirmislerdir.
        Tabi Afrika bu cevre felaketinde yanliz degildir. Afrika’nin dogasinin insanlar tarafindan yok edilmesi, tum dunyayi sarmis doga katliaminin bir parcasidir. Bu kuresel katliamin en onemli etkenleri, ormanlarin ve diger dogal ortamlarin ortadan kaldirilmasi (ki buna yok edilmesi sellere ve erozyona yol acan, su havzalarinin cevresindeki bitki ortusu de dahildir), karbon dioksit gibi sera gazlarinin atmosfere salinmasi sonucu iklimin degismesi ve tum gezegenin sentetik kimyasal maddelerle zehirlenmesidir ki bazi kimyasal maddeler cesitli hormonlarla benzer yapilara sahip olduklarindan, bircok insanin ve diger canlinin dogal gelisimini de engellemektedir.
        Tabi Turk halkinin tum bunlara sahit olmak icin Afrika’ya gitmesine gerek yoktur. Cunku ayni olaylar Turkiye’de de gerceklesmektedir. Insanligin buyuk cogunlugu gibi, Turk halki da, medeniyet, ozellikle de insanligin en onemli faaliyeti olan besin kaynaklari yetistirmek icin essiz hizmetler saglayan dogal ekosistemleri hizli bir sekilde yok etmektedir. Eger dogayi somurucu yasama stilimizi hizla degistirmezsek, Afrika’nin cogunu pencesine almis olan hastalik, perisanlik, politik karmasa ve erken yasta olum hepimizi beklemektedir.
        Cagan H. Sekercioglu’na destek olan Yapi Kredi Bankasi’nin ongorusu sayesinde, bu muhtesem kitap size Afrika’da neleri kaybetmekde oldugumuzu gosterecekdir. Fakat bu kitabi okurken unutmayin ki hepimizin kaderi, Afrika’da, Turkiye’de ve gezegenin diger kesimlerindeki bitki ve hayvanlarin kaderiyle ic icedir. Eger cocuklarimizin ve torunlarimizin hayati bizim icin en ufak bir onem tasiyorsa, insanligin nufus artisini durdurmak ve dunya capinda dogaya zarar vermeyen bir refah seviyesinde yasamaya elveren, daha dusuk bir insan nufusuna dogru azaltmayi baslatmak icin elimizden gelen herseyi yapmaliyiz. Ziyankar tuketimin onune gecmeliyiz. Dogaya zarar vermeyen teknolojileri ve enstituleri benimsemeliyiz. En onemlisi, diger insanlara daha iyi davranmayi ogrenmeliyiz. Cunku sadece beraber calisirsak parlak bir gelecek sansimiz olacaktir.